بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

فَقَالَ أَنَا۠ رَبُّكُمُ ٱلۡأَعۡلَىٰ ٢٤

«İşte ben sizin en yüce Rabbinizim»!

– Hasan Basri Çantay

فَأَخَذَهُ ٱللَّهُ نَكَالَ ٱلۡأٓخِرَةِ وَٱلۡأُولَىٰٓ ٢٥

Bunun üzerine Allah onu hem âhiret, hem dünyâ azâbiyle yakaladı.

– Hasan Basri Çantay

إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَعِبۡرَةٗ لِّمَن يَخۡشَىٰٓ ٢٦

Şübhe yok ki (Allahdan) korkacak kimse (ler) için bunda kat'î bir ibret vardır.

– Hasan Basri Çantay

ءَأَنتُمۡ أَشَدُّ خَلۡقًا أَمِ ٱلسَّمَآءُۚ بَنَىٰهَا ٢٧

Sizi (tekrar) yaratmak mı (sizce) daha güc, yoksa göğ (ü yaratmak) mı ki onu (Allah) bina etmişdir.

– Hasan Basri Çantay

رَفَعَ سَمۡكَهَا فَسَوَّىٰهَا ٢٨

Onun boyunu O yükseltdi. Derken ona bir nizaam verdi.

– Hasan Basri Çantay

وَأَغۡطَشَ لَيۡلَهَا وَأَخۡرَجَ ضُحَىٰهَا ٢٩

Onun gecesini karardı, gündüzünü (aydınlığa) çıkardı.

– Hasan Basri Çantay

وَٱلۡأَرۡضَ بَعۡدَ ذَٰلِكَ دَحَىٰهَآ ٣٠

Bundan sonra da yeri (ikaamete saalih bir halde) yayıb döşedi.

– Hasan Basri Çantay

أَخۡرَجَ مِنۡهَا مَآءَهَا وَمَرۡعَىٰهَا ٣١

Ondan suyunu, otlağını çıkardı.

– Hasan Basri Çantay

وَٱلۡجِبَالَ أَرۡسَىٰهَا ٣٢

Dağları (nı sapasağlam) dikdi.

– Hasan Basri Çantay

مَتَٰعٗا لَّكُمۡ وَلِأَنۡعَٰمِكُمۡ ٣٣

(Allah bunları) size ve davarlarınıza birer fâide olmak üzere (yapmışdır).

– Hasan Basri Çantay

فَإِذَا جَآءَتِ ٱلطَّآمَّةُ ٱلۡكُبۡرَىٰ ٣٤

Fakat o (bütün belâlardan üstün) en büyük belâ geldiği zaman,

– Hasan Basri Çantay

AYARLAR
Okuyucu